Türkçe Hadisler – Kutubi Sitte – Buhari, Muslim, Tirmizi – 6 En Önemli Eser

    Kelime Arama
    Hızlı Arama
    • Babam anlatmış ve demişti ki: "Kureyş büyüklerinden bir grupla Şam'a gitmiştik; beraberimde Muhammed (sav) de vardı. Yolda bir rahib(in manastırın)a yaklaştık ve yakınına konakladık. Develerimizi çözmüştük ki rahib yanımıza geldi. Daha önceki gelişlerimizde yanımıza hiç uğramamıştı. Aramızda dolaşmaya başladı ve Muhammed'i (bulup) elinden tuttu ve: "Bu alemlerin efendisidir!" dedi. Kureyş büyükleri ona: "Bu söylediğini nereden biliyorsun?" diye sordular. Adam: "Ben onun sıfat ve evsafını bize indirilen kitapta bulmuşum! Nitekim siz yaklaştığınız zaman, O'na secde etmedik ne taş, ne ağaç kaldı, hepsi de secde ettiler. Bu cansız şeyler ancak bir peygambere secde ederler. Ben O'nu ayrıca peygamberlik mührüyle de biliyorum, bu mühür omuz başındaki düz kemiğin baş kısmının aşağısında bulunur, elma büyüklüğündedir" dedi. Sonra bizden ayrıldı, yemek hazırlayıp getirdi. Muhammed o sırada, develeri gözetliyordu. Yanımıza geldiğinde üzerinde ona gölge yapan bir bulut vardı. Yaklaşınca, halkın kendinden önce ağacın gölgesini kaptıklarını gördü. O da güneşte oturdu. Ağacın gölgesi, üzerine meyletti, onlar güneşte kaldılar. Rahib: "Bakın, ağacın gölgesi O'nun üzerine meyletti" dedi. Rahib onların yanında iken, bu çocuğu Allah aşkına Rum (diyarın)a götürmeyin diye ricada bulundu ve: "Eğer O'nu götürürseniz, taşıdığı sıfatlarıyla O'nu tanırlar ve öldürürler" dedi. O, bu hususta Allah'ın adını vererek onlara ricada bulunurken, yan tarafına bir göz attı. Manastırına doğru gelen yedi rum gördü. Onları karşıladı ve: "Niye geldiniz?" dedi. "Rahiplerimiz bize Araplar arasında çıkacak bir peygamberin bu ayda memleketimize doğru gelmekte olduğunu söylediler. (Buralara giriş sağlayan) her yola bir grup insan çıkarıldı. Biz de senin su yoluna gönderildik" dediler. Rahip: "Sizden daha hayırlı birini geride bıraktınız mı?" dedi. Onlar: "O şahsın senin yolunun üzerinde olduğu bize haber verildi!" dediler. Rahip: "Allah'ın icra etmek istediği bir iş hakkında ne dersiniz, insanlardan bunu geri çevirebilecek biri var mı?" diye sordu. Onlar: "Hayır!" dediler. Rahip: "Öyleyse şu kimseye biat edin. Zira bu , gerçek peygamberdir" dedi. Onlar da ona biat ettiler, rahiple birlikte orada kaldılar. Sonra rahip bize döndü, ve: "Allah için söyleyin, bunun velisi kim?" dedi. Beni kastederek: "Şu" dediler. Rahib bana hususi şekilde, geri dönmemiz için ricada bulundu. Ben de O'nu içlerinde, Hz. Ebu Bekr'in gönderdiği, Bilal'in de bulunduğu bir grup kimse ile geri çevirdim. Rahip O'na kek ve zeytinyağından azık koydu." [Bu rivayeti Tirmizi, (Menakıb 5, (3624) Ebu Musa el-Eş'arî (ra)'den tahric etmiştir. Rivayete: "Ebu Talib Şam için yola çıktı..." diye başlar ve yukarıda kaydedildiği şekilde zikreder. Yukarıdaki metni Rezin, Hz. Ali (ra)'nin babasından rivayet olarak, kaydedilen elfazla tahric etmiştir.]

      Ali - tirmizirezin

    • Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (ra)'a rastladım ve: "Resulullah (sav)'ın Tevrat'ta zikredilen vasıflarını bana söyle" dedim. Bunun üzerine hemen: "Pekala dedi ve devam etti: Allah'a yemin olsun! O, Kur'an'da geçen bazı sıfatlarıyla Tevrat'ta da mevsuftur (ve şöyle denmiştir): "Ey Peygamber, biz seni insanlara şahid, müjdeleyici ve korkutucu (Ahzab 45) ve ümmiler için de koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve elçimsin. Ben seni mütevekkil diye tesmiye ettim. O, ne katı kalpli, ne de kaba biri değildir. Çarşı pazarda rastgele bağırıp çağırmaz. Kötülüğü kötülükle kaldırmaz, bilakis affeder, bağışlar. Allah, bozulmuş dini onunla tam olarak ikame etmeden onunla kör gözleri, sağır kulakları, paslanmış kalpleri açmadan onun ruhunu kabzetmez."

      Ata İbnu Yesar - buhari

    • Tevrat'ta Hz. Muhammed (sav)'in sıfatı ve İsa ibnu Meryem'in de O'nunla birlikte defnedileceği yazılıdır. Ebu Mevdud el-Medeni der ki: (Resulullah'ın kabrinin bulunduğu) hücrede bir kabir yeri var."

      Abdullah İbnu Selam - tirmizi

    • Habeşistan'ın sahibi (kralı) Necaşi merhumu işittim, demişti ki: "Ben şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın resulüdür. O, Hz. İsa (as)'nın geleceğini müjdelediği zattır. Eğer ben, şu saltanatın başında olmasaydım ve üzerimdeki insanlarla ilgili yük bulunmasaydı onun ayakkabılarını taşımak üzere yanına giderdim."

      Ebu Musa - ebu davud

    • Bana Ebu Süfyan İbnu Harb anlattı ve dedi ki: "Resulullah (sav) ile aramızda sulh(-u Hudeybiye) olduğu bir sırada Şam'a gitmiştim. Ben orada iken, Herakliyus'a, Resulullah (sav)'dan bir mektup getirildi. Mektubu Dıhyetu'l-Kelbi getirmişti. Onu Busra emirine teslim etti. O da, Rum Kralı Herakliyus'a ulaştırdı. Herakliyus: "Peygamber olduğunu zanneden şu adamın kavminden buralarda birileri var mı?" diye sordu. Ona "evet var!" dediler ve ben bir grup Kureyşliyle birlikte çağırıldım. Yanına girdik. Bizi önüne oturttu. "Ona nesebce en yakın olan kimdir?" dedi. Ben atıldım: "Benim!" dedim. Bunun üzerine beni, arkadaşlarım arkamda kalacak şekilde önüne oturttu. Sonra tercümanını getirtti. "Şunlara söyle, ben şuna, o peygamber olduğunu zanneden kimse hakkında soracağım. Eğer cevaplarında bana yalan söylemeye kalkarsa, onu tekzib etsinler!" dedi. Ebu Süfyan der ki: "Allah'a yemin olsun. Eğer yalanım, aleyhime tesir hasıl eder korkusu olmasaydı, cevaplarım sırasında yalan söylerdim. Sonra Herakliyus, tercümanına: "Sor şuna! O zatın aranızdaki nesebi nasıldır?" dedi. Ben: "O, aramızda asil bir nesebe sahiptir" dedim. O tekrar sordu: "Onun ecdadı arasında kral var mı?" "Yok!" dedim. "Siz onu bu iddiasından önce hiç yalanla itham ettiniz mi?" dedi. Ben: "Hayır!" dedim. "Ona insanların eşraf takımı mı tabi oluyor, zayıflar takımı mı?" dedi. "Zayıflar takımı!" dedim. "Artıyorlar mı azalıyorlar mı?" dedi. Ben: "Eksilmiyorlar, bilakis artıyorlar" dedim. O tekrar sordu: "Dine girdikten sonra hoşnutsuzlukla dininden vazgeçen, irtidad eden oldu mu?" "Hayır!" dedim. "Onunla hiç savaştınız mı?" dedi. Ben: "Evet!" dedim. "Onunla savaşınız nasıl oldu?" dedi. "Harb onunla bizim aramızda münavebeli oldu. O bize karşı kazandı, biz de ona karşı kazandık!" dedim. "Verdiği sözden caydığı oldu mu?" dedi. "Hayır! Ancak, aramızda bir sulh var, bu esnada ne yapacak bilmiyoruz!" dedim. Ebu Süfyan der ki: "Allah'a yemin olsun o konuşmamız esnasında, (aleyhte) bundan başka bir şey söyleme imkanı bulamadım." Herakliyus sormaya devam etti: "Muhammed'den önce bu sözü söyleyen bir başkası var mıydı?" dedi. "Hayır!" dedim. Bunun üzerine tercümanına: "Söyle ona! Ben sana "aranızdaki nesebi" nden sordum, sen onun asaletli biri olduğunu söyledin, işte peygamberler de böyledir, hep kavimleri arasında neseb sahiplerinden gönderilirler. Ben sana "ecdadı içinde kral var mı?" diye sordum "yok!" dedin. Ben de "eğer ecdadı arasında bir kral olsaydı bu ecdadının kraliyetini arayan bir adam" diyecektim. Ben, "O'na tabi olanlar"dan sordum: "Cemiyetin zayıf takımı mı yoksa eşraf kesimi mi?" diye. Sen "zayıflar!" dedin. Peygamberlere tabi olanlar işte bunlardır. Ben sana "bu iddasından önce onu hiç yalanla itham ettiniz mi?" diye sordum, sen "hayır!" dedin. Böylece anladım ki o, ne insanlara ne de Allah'a yalan söyleyecek biri değildir. Ben sana "dine girdikten sonra, hoşnut olmayarak dininden dönen oldu mu?" diye sordum, sen "hayır!" dedin, iman böyledir, onun neşesi kalplere bir girdi mi, bir daha solmaz. Ben senden "onlar artıyorlar mı, eksiliyorlar mı?" diye sordum, sen arttıklarını söyledin, iman işi böyledir, tamamlanıncaya kadar artarlar. Ben sana "onlarla savaştınız mı?" diye sordum, sen savaştığınızı, savaşın aranızda münavebeli cereyan ettiğini, onların size, sizin de onlara galebe çaldığınızı söyledin. Peygamberler de böyledir, imtihandan geçirilir, sonunda akibet onların olur. Ben sana "verdiği sözden döndüğü olur mu?" dedim, sen olmadığını söyledin. Peygamberler de böyledir, sözlerinden dönmezler. Ben, "bu iddayı ondan önce söyleyen oldu mu?" diye sordum. Sen "hayır!" dedin. Ben "Eğer bu sözü ondan önce biri söylemiş olsaydı, 'bu adam, kendinden önce söylenmiş bir sözü tamamlamaya çalışan birisi' diyecektim." Herakliyus sonra: "Size ne emrediyor?" diye tekrar soru sordu. Biz: "Namaz, zekat, sıla-i rahim ve iffet" dedik. Bunun üzerine Herakliyus dedi ki: "Eğer, senin söylediklerin gerçekse, O peygamberdir! Ben onun çıkacağını biliyordum. Ancak sizin aranızdan çıkacağını zannetmiyordum. Eğer, O'na kavuşabileceğimden emin olsam karşılaşmayı çok isterdim. Yanında olsaydım, ayaklarına su dökerdim. O'nun hakimiyeti, ayaklarımın altında olan şu diyarlara kadar uzanacaktır." Sonra Resulullah (sav)'ın mektubunu getirtti ve okuttu. Şöyle diyordu: "Bismillahirrahmanirrahim. Allah'ın elçisi Muhammed'den Rum'un büyüğü Herakliyus'a. Selam hidayete tabi olanlara olsun. Emma ba'd! Seni İslam'a çağırıyorum. İslam'a gir, selameti bul! Allah da ecrini iki kat versin. Yüz çevirirsen, bütün tebeanın günahı üzerine olsun. "Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin: Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah'ı bırakıp da birbirimizi Rabb edinmeyelim. Eğer onlar yüz çevirirse siz deyin ki: "Şahit olun, biz Müslümanlarız" (Al-i İmran 64). Herakliyus, mektubun okunuşunu tamamlayınca, yanında sesler yükseldi ve gürültüler arttı. Bize emretti, çıkarıldık. Ben arkadaşlarıma: "İbnu Ebi Kebşe'nin işi ciddidir. Şu Beni Asfer'in (Rumların) kralı ondan korkuyor!" dedim. Allah İslamı bana nasib edinceye kadar onun galip geleceği inancım taşıdım. Herakliyus, ileri gelen cemaatini hep davet etti, kendine ait sarayların birinde toplandılar. Onlara: "Ey Rum cemaati! Ebedi bir kurtuluşunuz ve şu saltanatınızın bekasına ne dersiniz?" dedi. Bunun üzerine, hep birden vahşi eşekler gibi ürküp kapılara koştular. Ancak hepsini kapatılmış buldular. Herakliyus onları geri çağırdı. "Ben sizin dindeki salabetinizi imtihan ettim. Sizde gördüğüm durum hoşuma gitti!" dedi. Bunun üzerine, ona secde ettiler ve ondan razı oldular."

      İbnu Abbas - buharimüslimtirmizi

    • Cinler semaya yükselip, orada vahyi dinliyorlardı. Bir tek kelime işitince, ona doksan dokuz tane de (kendilerinden) ilave ediyorlardı. O tek kelime hak, ilave edilenler batıldı. Resulullah (sav) gönderilince, semadaki yerlerine yükselmeleri şihablarla (göktaşları) önlendi. Bundan önce gökte şihablar (bu kadar çok) atılmazdı. İblis onlara: "Nedir bu? Herhalde mühim bir hadise var!" dedi. Askerlerini gönderdi. Onlar Resulullah (sav)'ı Mekke'de iki dağın arasında namaz kılyor buldular, İblis'e tekrar dönüp gördüklerini haber verdiler. O da: "Arzda meydana gelen hadise işte bu! (Sizin semadan haber almanız bu sebeple engelleniyor)" dedi.

      İbnu Abbas - tirmizi

    “Kelime Arama” kısmına hadisi şeriflerde aramak istediğiniz kelimeyi yazınız ve ARA’ya dokununuz.
    Ya da “Hızlı Arama” kısmında ana konuyu seçiniz. Daha sonra da KONULAR kısmından alt konuyu seçiniz.

    TÜM HADİSLER (LİSTELİ)

    İHYAUL MEVAT HAKKINDA HADİSLER
    İLA HAKKINDA HADİSLER
    KAPLARLA İLGİLİ BÖLÜM
    EMEL VE ECEL HAKKINDA HADİSLER
    TEFSİR - TEFSİRİN HÜKMÜ HAKKINDA HADİSLER
    KURANIN TERTİBİ HAKKINDA HADİSLER
    TEVBE İLE İLGİLİ HADİSLER
    RÜYA TABİRİ HAKKINDA HADİSLER
    İFLAS HAKKINDA HADİSLER
    ÖLÜMÜ TEMENNİ HAKKINDA HADİSLER
    TEŞEKKÜR HAKKINDA HADİSLER
    CİDAL VE MİRA HAKKINDA HADİSLER
    HACC VE UMRE HAKKINDA HADİSLER
    HİDANE HAKKINDA HADİSLER
    HASEDLE İLGİLİ HADİSLER
    HIRS HAKKINDA HADİSLER
    HAYA HAKKINDA HADİSLER
    HULK (HUY) HAKKINDA HADİSLER
    KORKU HAKKINDA HADİSLER
    ALEMİN YARATILIŞI HAKKINDA HADİSLER
    HUL HAKKINDA HADİSLER
    BORÇ VE ÖDEME ADABI HAKKINDA HADİSLER
    KİTABUZ ZİKR
    DÜNYANIN VE BAZI YERLERİNİN ZEMMEDİLMESİ HAKKINDA HADİSLER
    RIFK HAKKINDA HADİSLER
    REHİN HAKKINDA HADİSLER
    RİYA HAKKINDA HADİSLER
    SEHAVET VE KEREM HAKKINDA HADİSLER
    MÜSABAKA VE ATICILIK HAKKINDA HADİSLER
    SUAL HAKKINDA HADİSLER
    SİHİR VE KEHANETLE İLGİLİ HADİSLER
    ŞİRKET HAKKINDA HADİSLER
    ŞİİR HAKKINDA HADİSLER
    NAMAZ HAKKINDA HADİSLER
    SABIR HAKKINDA HADİSLER
    SIDK (DOĞRULUK) HAKKINDA HADİSLER
    SILA-İ RAHM HAKKINDA HADİSLER
    MEHİR HAKKINDA HADİSLER
    ALLAHIN SIFATLARI HAKKINDA HADİSLER
    MİSAFİRLİK (ZİYAFET) HAKKINDA HADİSLER
    UĞURSUZLUK VE FAL HAKKINDA HADİSLER
    ZIHAR HAKKINDA HADİSLER
    AF VE MAĞFİRET HAKKINDA HADİSLER
    ARİYET HAKKINDA HADİSLER
    UMRA VE RUKBA HAKKINDA HADİSLER
    KISKANÇLIK HAKKINDA HADİSLER
    GADAB (ÖFKE) HAKKINDA HADİSLER
    GASB HAKKINDA HADİSLER
    GIYBET VE NEMİME HAKKINDA HADİSLER
    MUSİKİ VE EĞLENCE HAKKINDA HADİSLER
    GADR (VEFASIZLIK) HAKKINDA HADİSLER
    FEZAİL HAKKINDA HADİSLER
    KANAAT HAKKINDA HADİSLER
    KASAME HAKKINDA HADİSLER
    MUDAREBE HAKKINDA HADİSLER
    KISSALAR HAKKINDA HADİSLER
    KİBİR VE UCUB HAKKINDA HADİSLER
    KEBAİR HAKKINDA HADİSLER
    LUKATA (BULUNTULAR) HAKKINDA HADİSLER
    LAKİT HAKKINDA HADİSLER
    OYUN VE EĞLENCE HAKKINDA HADİSLER
    LANETLEME VE SÖVME HAKKINDA HADİSLER
    MEVİZELER HAKKINDA HADİSLER
    MÜZARAA (ZİRAİ ORTAKLIK) HAKKINDA HADİSLER
    MEDH HAKKINDA HADİSLER
    MİZAH VE ŞAKALAŞMA HAKKINDA HADİSLER
    NİYET VE İHLAS HAKKINDA HADİSLER
    NASİHAT VE MEŞVERET HAKKINDA HADİSLER
    UYUMA VE UYANMA HAKKINDA HADİSLER
    NİFAK HAKKINDA HADİSLER
    YILDIZLAR HAKKINDA HADİSLER
    HİCRETLER HAKKINDA HADİSLER
    HEDYE HAKKINDA HADİSLER
    HİBE HAKKINDA HADİSLER
    VASİYET HAKKINDA HADİSLER
    VAAD HAKKINDA HADİSLER
    VEKALET HAKKINDA HADİSLER
    VAKIF HAKKINDA HADİSLER
    İlaveler HAKKINDA HADİSLER
    Nefsin Afetlerine Temas Eden Hadisler
    MUHTELİF NEVE GİREN HADİSLER

    AÇIKLAMA: Hadis mecmualarının en sahihleri kabul edilen; Buhârî ve Müslim’in el-Câmiu’s-Sahih’leri ile Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî ve ibn Mâce’nin Sünen’leri’nde yer alan ve Kutubi Sitte olarak bilenen yaklaşık 7300 Hadis-i Şerif için arama motoru.

     

     

    error: Content is protected !!
    Scroll to Top